Hititler’in başkenti Hattuşa’ya ev sahipliği yapan ve “dünyanın belleği” olarak nitelendirilen Boğazkale ilçesindeki Hattuşa Antik Kenti’nde 116 yıl önce başlayan kazılar devam ediyor.

Anadolu’nun ilk medeniyetlerinden Hatti ve Hititler’in kültürel mirasına ev sahipliği yapan Boğazkale ilçesindeki antik kent, UNESCO “Dünya Kültür Mirası” ve “Dünya Belleği” listelerindeki tek antik şehir unvanıyla Türkiye’nin gözbebeği turizm mekanları arasında yer alıyor.

Hattuşa şehir kalıntıları ile “aslanlı kapı”, “kral kapı” ve Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nın eşsiz bir sanatsal başarıyı temsil etmesi, milattan önce Anadolu ve Suriye’nin kuzeyindeki medeniyetler üzerinde önemli hakimiyet kurması, saray, tapınak, ticaret merkezlerinin başkentin detaylı görüntüsünü oluşturması, yıkılan Hitit medeniyetinin tek şahidi olması, kral sarayı, tapınaklar ve temellerden oluşan bazı yapı ve mimari toplulukların kusursuz biçimde korunması nedeniyle UNESCO tarafından 28 Kasım 1986’da “Dünya Mirası Listesi”ne dahil edilmişti.

Bilinen en eski Hint-Avrupalı dili temsil eden çivi yazılı tablet arşivleri de barındırması sebebiyle 2001 yılında da UNESCO’nun “Dünya Belleği Listesi”ne dahil edilen Hitit medeniyetinin başkenti, UNESCO’nun her iki listesinde de yer alan tek antik şehir unvanına sahip antik şehir olarak dikkat çekiyor.

Alman Arkeoloji Enstitüsü adına çalışmaları yürüten kazı başkanı Prof. Dr. Andreas Schachner, Hattuşa Antik Kenti’nde Haziran ayı sonunda başlayan kazı çalışmalarının iki aydır devam ettiğini belirterek, Ekim ayı ortalarına kadar çalışmaları sürdürmeyi planladıklarını söyledi.

Arkeolojik kazıların yanı sıra restorasyon çalışmalarının da devam ettiğini açıklayan Prof. Dr. Andreas Schachner, “Şu anda 104 işçi ve 3 arkeolojik personelimiz var. Boğazköy’de ilk olarak Hititler akla geliyor. Hem aşağı şehirde hem yukarı şehrin batı kısmında ve Büyük Kaleni’nin kuzey yamacında yoğun şekilde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ama henüz net bir şey söyleyecek duruma gelmedik. Yüzey toprağı yeni yeni kalktı. Yapıları yeni yeni görüyoruz. Zamanla netleşecek. Olağanüstü bir buluş yok. Ama zaman ne gösterecek bakalım.” dedi.

Hattuşa’daki kazıların 116 yıldır devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Schachner, “Sistematik bilimsel kazılar, yarı bilimsel kazılar 1893-1894 yılında başlamış. Ama asıl başlangıç tarihi olarak kabul ediliyor. Eğer öyle kabul edersek 116 yıldır devam ettiğini söyleyebiliriz. Savaşlardan dolayı bazı yıllarda kazı yapılamadı ancak 116 yıldır arkeolojik kazılar devam ediyor.” diye konuştu.

You may also like

More in Gündem