‘SARS CoV-2 İnaktif (Sinovac-Coronavac) aşısının bağışıklık yanıtı’ araştırması sonuçlandı. Araştırmaya göre aşının ikinci dozundan sonra kadınlarda yüzde 99.2 erkeklerde ise yüzde 95.7 oranında etkili antikor yanıtı tespit edildi.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları, Halk Sağlığı ve Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim elemanları tarafından yürütülen ‘SARS CoV-2 İnaktif (Sinovac-Coronavac) Aşısının Bağışıklık Yanıtı’ konusundaki bilimsel çalışma tamamlandı.

“Bu çalışma Türkiye’de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olarak kayıtlara geçti”

Yürütülen çalışma, Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Bilimsel Araştırma Fonu Desteği ile Türkiye’de geniş ölçekte kullanılan SARS-CoV-2 inaktif Sinovac (Coronavac) aşısının antikor oluşturma yetkinliği konusunda yapıldı ve Türkiye’de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olma özelliğini taşıyor. SARS-CoV-2 Spike (Dikensi) proteininde virüsün insan hücrelerine bağlandığı bölgeye (RBD) karşı oluşan nötralizan antikorlar kantitatif ve kalitatif olmak üzere iki farklı testle saptandı.

Manisa CBÜ hastanesi gönüllü sağlık çalışanları üzerinde yürütülen, Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Etik Kurulu tarafından onaylanan bir aşı antikor yanıtı çalışması olan araştırmanın verileri 11 Ocak – 18 Mart 2021 tarihleri arasında toplandı ve aşılama öncesi tüm katılımcılara antikor testi yapılarak, SARS- CoV-2 antikoru saptanmayan 1053 kişi çalışmaya alınmadı. Yapılan araştırmada tüm sağlık çalışanlarının birinci aşıdan en az 28 gün sonra (939 katılımcıdan) ve ikinci aşıdan en az 28 gün sonra (771 katılımcıdan) elde edilen özet sonuçlar ise şu şekilde açıklandı: “Genel bulgular: 1. aşıdan en az 28 gün sonra bağışıklık yüzdesi yüzde 25.3 (Yüzde 95 GA: 22.5 – 28.1), 2. aşıdan en az 28 gün sonra Nötralizan (Kantitatif) testi bağışıklığı yüzde 97.92 (Yüzde 95 GA: 96.91 – 98.93) 2. aşıdan en az 28 gün sonra Nötralizan (Kalitatif) testi bağışıklığı yüzde 97.79 (yüzde 95 GA: 96.75 – 98.23) olarak belirlendi.”

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi profesörleri, ‘SARS CoV-2 İnaktif (Sinovac-Coronavac) aşısının bağışıklık yanıtı’ araştırması sonuçlarını değerlendirdi. İkinci doz aşının mutlaka olunması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Şenol Akar, “Birinci aşıdan sonra yeterli bağışıklık oluşmamakta, ikinci aşıdan sonra toplumun büyük bir kısmında bağışıklığı oluşturmuş durumdayız” dedi. Akar, ayrıca aşının erkeklerde yüzde 97, kadınlarda ise yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı olduğunu vurguladı.

“İkinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 97’nin de üzerine çıktı”

Araştırmaya bin 53 sağlık çalışanının katıldığını belirten Manisa CBÜ Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğrt. Üyesi Şebnem Şenol Akar, “Çalışmamıza başlangıçta bin 53 kişi daha önce hastalığı geçirmemiş ve antikoru negatif olan sağlık çalışanları katıldı. Bin 53 kişinin öncelikle hastalığı geçirmediği yaptığımız antikor testleriyle kanıtlamış olduk. Birinci aşının ardından ikinci aşıdan önce bir kan aldık. Bu kan alımında antikor düzeylerini saptadık. İkinci aşıdan en az 28 gün sonra ikinci kanlarımızı topladık. Bu durumda birinci aşıdan sonra 900’ün üzerindeki sağlık çalışanında, ikinci aşıdan 28 gün sonra da 771 sağlık çalışanında kanlarımızı topladık. Çalışmanın sonucunda gördüğümüz önemli durumlardan bir tanesi nötrolizan antikor ve titreyle baktığımız antikor sonuçlarının uyumlu olmasıydı. Birinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 25’te kaldı. İkinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 97’nin de üzerine çıktı. Bu da demek oluyor ki birinci aşıdan sonra yeterli bağışıklık oluşmamakta, ikinci aşıdan sonra toplumun büyük bir kısmında bağışıklığını oluşturmuş durumdayız” ifadelerini kullandı.

“Kadınlarda yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı söz konusu”

Antikor geliştirme oranlarına bakıldığında kadınlarda daha yüksek bir oranın dikkat çektiğini belirten Akar, “Antikor geliştirme oranı her iki cinsiyette de yeterli ve anlamlı bir düzeyde olmakla birlikte kadınlarda bir miktar daha yüksek antikor düzeyi saptadığımız doğrudur. Erkeklerde yüzde 97, kadınlarda yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı söz konusuydu. Bu oranı bir miktar cinsiyetle farklılık gösterebilir. Bunun kesinlikle cinsiyetle ilişkili olup olmadığını istatiksel alt değerlendirmeler sonuçlandığında söylemek daha doğru olacaktır. Burada vurgulamamız gereken şey bir doz aşının asla yeterli olmayacağı, muhakkak ikinci dozun olunması gerektiği, koruyuculuğun bu şekilde oluşabileceğini söylememiz çok önemli” diye konuştu.

“Kişisel korunma önlemlerini aralık vermeden devam etmemiz gerekiyor”

Aşı olunsa dahi maske, mesafe ve hijyen kurallarına aralık verilmemesi gerektiğine dikkat çeken Akar, “Çalışmamızda göstermiş olduğumuz yüksek antikor düzeyleri hastalıktan yüzde 100 korunacak oldukları anlamına gelmemektedir. Kesinlikle kişisel korunma önlemlerini aralık vermeden devam etmemiz gerekiyor. Maske kullanımına, kişisel mesafe kurallarına dikkat edilmesi mutlaka gerekiyor. Kapalı ortamlardan korunma, böyle ortamlarda maskemizi çıkarmama gibi önemli konulara dikkati çekmemiz gerekiyor” dedi.

“Hastalığı geçirmektense aşılı olmak çok daha güvenli”

Tereddütleri azaltmak amacıyla yan etkilerin de takip edildiğini belirten Akar, “Hastalığı geçirmektense aşılı olmak çok daha güvenli. Tereddütleri azaltmak amacıyla biz bu çalışmamızda yan etkileri de yakından takip ettik. Yan etkilerin son derece az olduğunu gözlemledik. Özellikle yüzde 25’in altında sadece aşı yerinde ağrı gibi ya da baş ağrısı gibi çok az yan etkiler görüldüğünü gözlemledik. Yüzde 1’in altında hastaneye başvurmayı gerektirecek ciddiyette yan etkiler olduğunu gözlemledik. Bu da aşının son derece güvenli olduğunu gösteren önemli bir kanıt.” ifadelerini kullandı.

You may also like

More in Gündem